Ülkemizde gıda değeri olan hayvanların üretiminde hormon kullanımı, ilgili hormonların üretimi, ithalatı ve bulundurulmaları da yasaktır.

 Çiğ ette, yüzeydeki renk değişimi tek başına bozulma göstergesi değildir. Özellikle taze ette solma, kararma gibi renk değişiklikleri olabilir. Veya yüzeyle temas eden kısımlarda renk değişimi olabilir. Ette renk değişimine ilave olarak koku, yapışkanlaşma olup olmadığına bakmak gerekir.

 Tavuğun geç pişmesi doğallığın değil tavuğun yaşının fazla olduğu, halk tabiri ile “kart” olduğunun göstergesidir. Geç pişen tavuğun doğal olacağı inancı, tüketicileri zaman zaman bu hassasiyeti kullanmaya çalışanlarla karşı karşıya bırakmaktadır. Sağlığımız için onaylı işletmelerin ürünlerini tüketelim.

 Kabuk rengi ne olursa olsun, yumurtanın besleyici değeri de, insan sağlığına uygunluğu da değişmez. Yumurtanın kabuk rengi tür özelliğidir. Tüy rengi gibi…

 Kuralına uygun olarak beslenen tavuğun eti ve yumurtası gezen de olsa, kafeste de olsa besleyici ve güvenilirdir. Önemli olan hijyen kurallarına ve yasalara uymaktır. Ancak gezen tavuğun çevrede yaban kuşları ile temas etme ihtimali, hayvan sağlığı açısından riski arttırır.

 Uzun ömürlü sütlere ve pastörize sütlere dışarıdan herhangi bir katkı maddesi katılması yasaktır. Teknolojik olarak böyle bir ihtiyaç da yoktur. Uzun ömürlü sütlerin raf ömrünü uzatan uygulama çok basit bir ilkeye dayanır: Bütün mikroorganizmaları öldürmek.

 Süt probiyotik bakteri kaynağı değildir. Bu bakteriler üretim amacına göre, bilinçli olarak ortama katılırlar. Ancak diğer besin ögeleri açısından da bakmak gerekirse, ısıl işlem gören tüm gıda maddeleri (pişirilen et, sebze v.b.) besin ögelerinden bir miktar kaybeder.Bu evde üretilen gıdalar içinde açık satılan sütü alıp evde kaynattığımızda da geçerlidir. Ancak bu işlem ister evinizdeki ocakta ister fabrikada olsun, insan sağlığı açısından çok ciddi riskleri yok etmek için şarttır. Sütte, uygulanan ısıl işlemle besin ögelerinde oluşan kayıplar da kabul edilebilir düzeydedir. Hatta bu kayıp, fabrika şartlarında kontrollü üretim olduğu için evde dakikalarca kaynattığınız süttekinden çok daha azdır.

 Çiğ süt tüketmek, çiğ sütün tüketilmesini önermek insan sağlığı açısından çok tehlikelidir. Çiğ sütte bulunma ihtimali yüksek olan, hayvan kaynaklı hastalık yapıcı mikroorganizmalar süt çiğ olarak tüketilirse insana geçmekte ve çok ciddi hastalıklara sebep olabilmektedir. Bu nedenle kesinlikle tüketilmemelidir. Gıda zehirlenmelerinin önemli bir kısmında nedenin çiğ süt olması da bu tehlikeyi açıkça göstermektedir.

 Bir meyve ya da sebzede böcek yenikleri varsa, kimi noktalarında bitki hastalığı belirtileri varsa tarım ilacı açısından endişe duymanıza gerek yoktur. Güvenle tüketin. Bir meyve ya da sebzede böcek yenikleri varsa, kimi noktalarında bitki hastalığı belirtileri varsa, tek anlayabileceğimiz: o etkenlere etki edecek ilaç kullanılmadığıdır. Ancak bu da, ürünü güvenli hale getirmez. Böcek yeniği, zedelenme, bitki/meyve üzerindeki tahribatlar insan sağlığı açısından kabul edilemez etmenlerin üremesine veya oluşmasına ortam hazırlarlar. Bu nedenle tüketilmemelidir.

 Bir gıdanın evde üretilmiş olması “doğal” veya “organik” olduğu anlamına gelmez. Bir gıdanın organik olması için, çevre arazilerde ne tür üretimler yapıldığı, üretimde kullanılan araçlar ve kullanım koşulları, kullanılan tohum, gübre, yem v.b. pek çok girdiye ve koşula yönelik olarak sayısız kriter vardır. Bu kriterlerin sağlanıp sağlanmadığının kontrolü ve sağlandığında sertifika ile kanıtlanması gerekir. Ancak bu ürünler organik kabul edilirler. Köyde veya evde ürettiğimiz her ürün aynı zamanda doğal ve organik değildir. “Organik” tanımı ile tamamen zıt bileşenler içerebilirler. Bunların üretiminin hijyen koşullarından uzak olabileceği de unutulmamalıdır.